14 Mayıs 2014 Çarşamba

Bebek Şekeri


Bilin bakalım burada ne arıyoruz? Aaa başlıkta yazmışım zaten, o zaman bilin bakalım burası neresi?
          Yılbaşından 1-2 gün önceydi, Anne Kılınç ile dedik geç olmadan bebek şekeri seçimini, oda süslemeleri seçimini vs. yapalım. Gittik eminönüne; süsler, boncuklar, hediyelikler "Hoşgeldin Bebek" pankartları çeşit çeşit. O kaç para bu kaç para derken birkaç fikir edindik. Bir mağaza da gözümüze kestirdik daha sonra gelip bakalım diye. Bir ileri bir geri gidip gelirken dükkanlar yavaş yavaş kapanmaya başladı. Aklımızda ve telefonumuzda birkaç küçük notla birlikte evin yolunu tuttuk.





Daha sonra öğrendik ki bu işin kalbi "Havuzlu Han"daymış. O da eminönünde zaten ama biraz aralarda.

            Eminönü'nü hep sevmişimdir. Kiminin aklına "Mısır Çarşısı" kiminin aklına "balık ekmek", kiminin de aklına "Nimet Abla" gelir eminönü deyince. Köprü üzerinden oltayla balık tutanlar eksik olmaz. Bizim şirketten bile arkadaşlar zaman zaman gidiyorlar. Beni de davet etmişlerdi, oğlumla giderim artık ben de...










Tatlı tuzlu her türlü damağa hitap edecek meşhur mekanlar vardır burada. Eee herkes balık sevecek değil ya. Mesela İstanbul'da yediğim en güzel dönerlerden birisini yapan Zümrüt Büfe bu semttedir. Gelirseniz, Mısır Çarşısı bittikten 10 adım sonra sağda küçük bir büfe. Döner gramajlarının isimleri vardır. Açıkçası isimleri unutmuşum ama galiba bizim yediğimiz 150gr dürümün adı Mahmut'tu :)
İşportacılık burada mı başlamış diye şüphe duyduğum yerdir eminönü. Sadece yerli değil, yabancı işportacıların da mekanıdır, ellerinde kilosu 5 liraya kol saati satar zenci kardeşler mesela, hem de orjinal :)
Neyse dönelim konumuza Havuzlu Han'a...


 Yanda Havuzlu Han'ın havuzunu görebilirsiniz, öyle havuzsuz olur mu hiç? Gördüğünüz gibi 7-8 katlı binanın tamamı bebek eşyacıları ile dolu. Her türlü süs ve bebek kıyafetinin bulunabileceği öğleden sonra kalabalıktan geçilmeyen, 20 m2 de 30 kişinin alış-veriş yapmaya çalıştığı yer burası.

Neyse ki Burçak teyzemiz daha önce yaptığı keşif ile bize rehber oldu ve Anne Kılınç ile anneanneyi doğru yere yönlendirdi. Hafta sonu kalabalık en uç noktaya vardığından alışverişi hafta içi yaptık ve maalesef ben uzaktan destek olmaya çalıştım. Yine de ürünleri teslim alırken o kalabalığın içinde kendime yer bulmayı başardım.



Sabah saat 9'da açılan handa pek bi kimse yok gibi görünse de öğle saatinde çalışanlar yemek yemeye fırsat bile bulamaz. Şanslı olanlar ayak üstü bişeyler atıştırıp işlerine devam ederler.









Alacaklarımızı toparladık, geldik evde istifledik ve içine çikolatayı doğuma 1 hafta kala almaya karar verdik. Tabii Pamir'in sürprizinden haberimiz yok.

 Bir sonraki konu Pamir'in gelişi hakkında. Hoşçakalın...

0 yorum:

Yorum Gönder